Bu durumda yapılacak en iyi şey, veteriner hekimlerinizin sözlerini dinlemektir. Veterinerler, evcil hayvanınız için doğru mamayı seçmenin yalnızca birkaç adım gerektirdiğini söylüyor. Kedi ve köpek maması seçerken göz önünde bulundurmanız gereken bazı önemli noktaları sizler için sıraladık.

#1 İçeriği Besleyici Olmalı

İdeal bir yem dengeli bir protein, yağ, karbonhidrat ve eser element içeriğine sahip olmalıdır. Evcil hayvanınıza yiyecek verdiğinizde bu dengeyi sağlamak kolay olmayacaktır. Bu nedenle, evcil hayvanınızın ihtiyaçlarına uygun besleyici ve dengeli bir mama seçmelisiniz. Bu şekilde, mamanın, kedinizin veya köpeğinizin ihtiyaç duyduğu besinleri herhangi bir ek katkı maddesi olmadan almasını sağlayabilirsiniz. “Tamamlayıcı” yiyecekler, evcil hayvanınızın günlük beslenme ihtiyaçlarını karşılamaz.

#2 İçindekiler Kısmına Bakın

Kediniz veya köpeğiniz için seçeceğiniz mamanın içerik listesine bakmayı unutmayınız. Veterinerler, önemli olanın içerikler değil besinler olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, evcil hayvanınızın alerjik bir gövdesi varsa, mamanın içinde ne olduğunu bilmeli ve ona göre satın almalısınız.

#3 Porsiyon Ölçüsü Önemli

Mamaların fiyatı göz önüne alındığında, büyük paketli yiyecekleri uygun fiyatlarla satın almak daha cazip olabilir. Ancak önemli olan paketin ağırlığı değil, bahsettiğimiz porsiyon büyüklüğüdür. İki kat ağırlığında 2 ölçü yemek tedarik etmeniz gerekiyorsa bunun karlı bir satın alma olduğu söylenemez. Porsiyon ölçüsü kedinizin veya köpeğinizin ihtiyacına göre belirlendiğinden en doğru kriter porsiyon büyüklüğü olacaktır.

#4 Dostunuzun İhtiyacını Göz Önünde Bulundurun

Hayvan yemleri, hayvanın yaşamının farklı dönemlerine bağlı olarak üretilir. Belki yiyecek içeriği değişmeyebilir, ancak besin değerleri evcil hayvanınızın ihtiyaçları ile uyumludur. Örneğin, yetişkin bir köpeğin daha fazla glukozamine ihtiyacı vardır, bu da eklem sağlığını iyileştirir, bir köpek yavrusu ise daha fazla proteine ​​ihtiyaç duyar.

#5 Ödül Mamasını Abartmayın

Ödüllü yiyecekler, özellikle evcil hayvanınızı eğitirken çok yararlı olabilir. Ancak bazen evcil hayvanınızı ne kadar beslediğinizin farkında olmayabilirsiniz. Bu nedenle, ödül mamaları servis ederken dikkatli olun. Aşırıya kaçmamalısınız ve hayvanın istenmeyen kilo almasına dikkat etmelisiniz.

#6 Düzenli Veteriner Takibi

Evcil hayvanınızın sağlığı, sağlıklı beslenme ile yakından ilgilidir. En sevdiğiniz tüylü arkadaşınızı besleyerek duygusal kararlar verebilir ve gerçek ihtiyaçlarını göz ardı edebilirsiniz. Bu nedenle, kedinizin veya köpeğinizin iç organlarının sağlıklı olmasını, sağlıklı kilosunu korumasını ve genel durumunun iyi olmasını sağlamak için onları düzenli olarak veterinere götürmeli ve beslenme ihtiyaçlarını veterinerinize sormalısınız.

#7 Değişiklikten Kaçının

Mamayı sadece kedinizi veya köpeğiniz için “değişiklik olsun” diyerek değiştirmeyin. Birçok modern evcil hayvan doğası gereği alerjiktir. Bu nedenle, sadece bir değişiklik için yeni bir seçim evcil hayvanınızı mutsuz edebilir.

#8 Özel İhtiyaçlara Dikkat Edin

Tüm kediler ve köpekler aynı değildir. Evcil hayvanınızın şeker hastalığı veya sakatlık gibi kronik bir hastalığı varsa, hafifse veya anemi gibi rahatsızlıkları varsa, onlar için özel yiyecekler seçmelisiniz. Bu konuda size yol gösterecek en iyi kişi bir veteriner hekimdir. Sadece hastalıkların değil, kedinizin veya köpeğinizin enerji ihtiyaçlarının da değişebileceğini unutmayın. Büyük bir hayvanınız varsa, çok enerjik bir hayvanınız varsa, yiyecek seçimi bu ihtiyaca uygun olmalıdır. Örneğin, çok aktif bir köpeğiniz varsa, protein ve kalorisi yüksek bir mama seçmeniz gerekebilir.

Kediler Köpek Maması Yiyebilir Mi?

Köpeklerin ve kedilerin çok farklı ihtiyaçları vardır. Köpekler ve kediler tıbbi, duygusal veya besleyici olsun, tamamen farklıdır. Bununla birlikte, kedi ve köpek mamasındaki bileşenlerin benzer olduğuna ve hem kedilerin hem de köpeklerin ikisini birden yiyebileceğine inanan birçok insan var. Köpek maması beta-karotenden oluşur. Bu, köpeğinizin vücudunun A vitaminine dönüştürebileceği bir bileşiktir. Kedilerin bu yeteneği yoktur. Bunun yerine, halihazırda A vitamini içeren yiyeceklere ihtiyaçları vardır. Kedilerin de köpeklerin kendi başlarına yapabilecekleri bir amino asit olan taurine ihtiyacı vardır.

Köpek maması yağ ve protein bakımından düşük ve vitamin bakımından yüksektir. Bunun nedeni, köpeklerin kolayca aşırı kilolu olabilmesidir. Bununla birlikte, kedilerin yüksek düzeyde protein ve yağa ihtiyacı vardır. Kedinize köpek maması verirseniz yetersiz beslenmeye neden olabilir ve ciddi şekilde hastalanabilir.

Ev Yapımı Kedi Maması Tarifleri

Elbette bazen kedi maması bitebilir ve mağazaya zamanında ulaşamayabilirsiniz. Bu durumlarda, kedinizin hangi mamayı yediğini veteriner hekiminizle konuşmak iyi bir fikirdir. Aşağıda, kedinizin ne yiyebileceğine dair bazı fikirler verilmiştir:

• Köfteler: Köfte protein bakımından zengindir ve kediniz için mükemmel yiyeceklerdir. Et biraz yağlı olabilir, ancak kediler kilo alabileceğinden çok yağlı olmadığından emin olun. Kedinizin vitaminlere, özellikle de A vitaminine ihtiyacı olduğu için sebzeleri de ekleyin.
• Sebzeli Ton Balığı: Bu yiyeceği hazırlamak, bir ton balığı konservesini (tercihen suda) açmak kadar basittir. İyice süzün ve küçük havuç parçaları veya diğer sebzelerle karıştırın. Tuz veya başka baharatlar veya çeşniler eklemeyin.
• Somon: Bir parça ızgara somon kedinizi çıldırtacaktır. Balıktan daha çok sevdikleri hiçbir şey yok. Somon balığınız yoksa kedinize farklı türde bir balık verebilirsiniz.

Bunlar sadece birkaç fikir, ancak evcil hayvanınızın neyi seveceğini en iyi siz bilirsiniz. Evcil hayvanlarınızı kedi ve köpek maması dışındaki yiyeceklerle beslemenin yalnızca acil durumlarda yapılması gerektiğini unutmayın. Alışkanlık olmamalı.

Köpeğiniz İçin En Verimli Besinler

Hayvanların ihtiyaç duydukları tüm vitaminleri yiyeceklerden almaları çok önemlidir. Bununla birlikte, genellikle durum böyle değildir, bu nedenle veterineriniz köpeğinize özel bir reçete yazabilir. Köpek maması gerekli olan tüm besinleri içermelidir, bu nedenle her zaman en kaliteli markaları aramanızı öneririz.

Yağda çözünen vitaminlerle aşırı yüklendiğinde vücut bunları dışarı atamaz. Bunun yerine yağ dokusunda ve karaciğerde birikerek ciddi hasara neden olur. Köpeğiniz için neyin en iyi olduğunu öğrenmek için veterinerinize danışın. Hayvanlar belli bir yaşa geldiğinde, hastalıklardan veya kazalardan kurtulmaları daha zor hale gelir. Ek olarak, anemik olabilirler veya kas / kemik yaralanmaları belirtileri gösterebilir. Veya genç köpekler söz konusu olduğunda, düzgün bir şekilde gelişmek için bir besin takviyesine ihtiyaç duyabilirler.

• A vitamini görme, bağışıklık, büyüme ve gelişme için gereklidir. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruduğu için “anti-enfektif” vitamin olarak bilinir.
• B6 ve B12 vitaminleri, kırmızı kan hücresi oluşumu ve sinir fonksiyonu için gereklidir.
• C vitamini yara iyileşmesini destekler ve sağlıklı diş etlerini ve dişleri destekler.

Tüm bu vitaminler doğru köpek mamasında ve tabii ki taze yiyeceklerin çoğunda bulunabilir.

Hayvanlarda Beden Dili Neyi İfade Eder?

Hayvanlar kendi aralarında geliştirdikleri beden diliyle konuşurlar. Kulak, kuyruk, göz ve dil hayvanlarda iletişimin en etkili olduğu organlardır. Kedi ve köpek arasında yaşanan anlaşmazlıkların temel nedeninin kullanılan beden dilinin yanlış anlaşılması nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir.

Köpeklerin doğasından gelen avcılık içgüdüsü de anlaşmazlığın en temel sebepleri arasında sayılabilir.

Doğada yaşayan hayvanlar dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı kendilerini koruma altına alarak güven duygularını geliştirirler. Kedi ve köpek karşılaşmasında her iki tarafta kendini korumak amacıyla hırçın tavırlar sergileyebilir.

Bu aşamada yanlış anlaşılan beden dili istenmeyen kavgaların yaşanmasına neden olabilir.

Neden köpekler kedilerle anlaşamaz dendiğinde koruma içgüdüsünün hareketleri etkisi altına alması sebep olarak gösterilebilir. Kedi ve köpekler arasında kurulacak etkileşimin güçlü olması için insanların da ilişkiye dâhil olması gerekebilir.

Kediler ve Köpekler Arasındaki Düşmanlık

Genetik olarak değerlendirme yapıldığında kedilerle köpeklerin birbirine düşman olması için herhangi bir sebep bulunamamıştır. İki tür arasındaki düşmanlık insanların bildiğinden ya da öğrenmiş olduğundan çok daha azdır. Özellikle çizgi filmlere konu olan kaçma kovalama sahneleri beğenildiği için sık kullanılmaktadır. Köpekler;

• Dost,
• Yardımsever,
• Sadık,
• Vefalı,
• Cesur ve
• Sevgisini belli eden bir karaktere sahiptir.

Oysa kediler; mesafeli, kibar, şeytani ve gizemlidir. Bu sayılan özellikler bile neden köpekler kedilerle anlaşamaz sorusunun cevabını net bir şekilde vermektedir.

Köpek ve Kedilerde Öfke Belirtileri

Onları önemsemeyen tavırlarını net bir şekilde sergileyen köpeklerin, kedilerin burunlarının dibine gelip tahrik etmeleriyle beraber sabırları da tükenir. Kedilerse kendilerine yaklaşan köpeklere karşı her zaman aşırı tepkilidir. Tüylerini kabartarak kamburlaşan kediler tıslamaya başlayarak köpekleri kendilerinden uzaklaştırmaya çalışır.

Köpek için bir tehdit oluşturan kedinin bu hali, kavganın da başlamasının neden olarak gösterilebilir. Kedi ve köpekler sıklıkla kavga etseler dahi birlikte yaşamayı insanlardan daha iyi bildikleri söylenebilir.

Irkın standartları çeşitli kombinasyonlara sahiptir. Ancak en sık rastlananlar beyaz haricinde kırmızı, açık/kahve renklerin karışımıdır. Amerikan türlerinde çizgili/benekli görünüm mevcutken Japonlarda beneğe rastlanmamaktadır. Ayrıca Japon Akita İnu cinsinin kafatası tilkiyi andırırken Amerikan cinsinin kafatası ayınınkine benzer.

Üçgenimsi yapıda minik kulakları, küçük gözleri, siyah burnu ile karakteristik ve karizmatik bir görünümü vardır. İri göğüs, kaslı bir vücut ve bacaklara sahiptir. Akita Inu cinsinin başı ile gövdesi orantılı olmasına rağmen tüy yoğunluğundan ve tüy uzunluğundan dolayı baş kısmı büyük görünür. Etkileyici görünümüne olumlu katkı sağlayan tüyleri parlak, sık ve çift katmanlıdır. Dış kısımda kalın ve düz, iç kısımda gür ve yumuşak olan kürk, pelüşü andırır. Kuyruğu tüysüzdür. Su geçirmeyen postu sayesinde sıcak havalarda bunalmaz, soğuk mevsimlerde üşümez. Patileri yayvandır. Neredeyse hiçbir ırkı andırmayan yüz yapısı ile oldukça kaslı, sağlam ve güçlü bir çeneye sahiptir. Bu niteliklerin tümü onu mükemmel bir yüzücü yapar. Üstün avcılığı ile birleşen yüzücülüğü sayesinde suyun altındaki kuşları dahi kolayca çıkarır.

Tarihi

İsmini yetiştiği “Akita” bölgesinden alan ve ülkesinin en popüler köpeği olan Akita Inu, 1800’lerde yapılan çalışmalar sonucunda üretilmiştir. Japon köpeklerinin tümünden bir nitelik barındıran ırk üretilen en büyük türdür. Nitelik, görünüş ve boyutları en sağlıklı genlerin seçimi ile elde edilmiştir.

Günümüzde halen aynı bölgedeki dağlık arazilerde çoğalmaya devam etmektedir. Köken bakımından Japonya’ya ait olan Akita Inu, yüzyılları aşan geçmişine rağmen hiçbir değişime uğramamıştır. Kendini revizeden koruyabilen ve doğal kalan ırk üstün avcılık yeteneklerine sahip bir değerdir. Kar, fırtına, yağmur gibi olumsuz hava şartlarında dahi becerilerinden bir nebze kaybetmeksizin, yüksek bedensel dayanıklılıkla görevlerini yerine getirir. Sağlığı temsil ettiği düşünüldüğünden sağlık sembolü haline gelmiştir. Bu nedenle hastalık geçiren bireylere “bir an önce sağlığına kavuşman dileğiyle” mesajı veren minyatür Akita Inu bibloları gönderilir. Ayrıca kendisinin şans getirdiğine inanılır.

Feodal yapıda olan topraklarında koruma ve bekçi köpeği olarak değer kazanmıştır. 1600’lerde güçlü bedeni ile saraylarda görevlendirilmiştir. Balıkçılar tarafından daima tercih edilmiştir. 1920 yılından sonra bir kadın tarafından ilk kez Japonya dışına çıkarılmıştır. ABD yolculuğunun ardından tüm dünyada tanınmaya başlamıştır. (Helen Keller tarafından rehber köpeği olarak sahiplenildiği ve ilk kez 1937’de ABD’ye götürüldüğü de söylentiler arasındadır.)

Orta Çağ’da dövüşçü olarak kullanılan Akita Inu; Fransa, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerde kraliyetin sembolü haline gelmiştir. Ayrıca kontrollü üretim başladıktan sonra, 1927 yılında Hozankai tarafından resmi olarak kaydedilmiştir. Bu derneğin 1918 yılında Akita Inu cinsini korumak için kurulduğu söylenmektedir. İkinci Dünya Savaşı’ndan dönen Amerikan askerlerince memleketlerine götürülmüş ve yaygınlaşmıştır. Sadakat hissi o denli yüksektir ki filmlere konu olmuştur. Sahibini kaybettikten sonra 9 sene boyunca iş çıkış saatinde istasyonda bekleyen ünlü köpek Haçiko bir Akita Inu üyesidir. Bu arada mevcut tren istasyonuna heykeli dikilmiştir.

Karakteri

Karmaşık bir karaktere sahiptir. Aile üyelerine karşı sadık ve korumacı olmasının yanı sıra son derece uysal, eğlenceli ve oyuncudur. Nazik ve sevecen, merhametli ve olgundur. Rutin haline gelen koşullarda yaşamaktan zevk alır. Bu nedenle şartlar aynı kalsa dahi hayatını idame ettirdiği bölgeye yabancıların girmesinden hoşlanmaz. Diğer evcil hayvanlara ve köpeklere karşı agresif tavırlar sergileyen Akita Inu özellikle aynı cinsiyete sahip olduklarıyla karşılaşmak dahi istemez.

Tehdit olarak algıladığı her şeye huysuzlanır. Savunma ihtiyacı hissettiğinde sakin yapısından eser kalmaz. Atik ve cesur bir şekilde tüm saldırgan ataklara hazırdır. Uzun süren göz temasında dahi liderlik hisleri kabarır ve anlık saldırı pozisyonu alarak savunmaya geçer.

Ağırbaşlı kişilik özellikleri havlamamasını sağlar ancak huysuz bir tüy yumağına dönüştüğü anlarda kesinlikle havlayacak ve çeşitli gürültüler çıkaracaktır. Baskın karakteri gereği otoriter ve ilgi odağı olmayı seven ender bir cinstir. Bağımsız bir ruha sahip olduğundan zaman zaman içgüdüleri ile tamamen başına buyruk hareket edebilir. Akıllı, dikkatli, yetenekli ve çok güçlüdür. Temiz olmayı ve temiz kalmayı seven eğlenceli, neşeli bir arkadaştır.

Bakımı

Günde 12 saate yakın uyuyan Akita Inu cinsinin günlük aktiviteleri dinlenmeye bağlıdır, zaten kendisi de uyumaya bayılır. Daha uzun süren uyku seansları sağlığında olumsuz sonuçlara yol açabilir. Sıkıldığında uyumasına izin verilmemelidir.

Yılda iki kez yoğun şekilde tüy dökerler. Tüy dökme mevsimi sonbaharı ve ilkbaharı kapsar. Gündelik tüy dökümlerini en aza indirmek için düzenli olarak (günde en az bir defa) taranmalıdır. Metal dişli tarak veya fırça kullanılabilir. Bahsi geçen ayların haricinde haftada bir kez taranması yeterli olmaktadır. Cilt sağlığı ve derisinin havalandırılması için ılık su ile yıkanabilir. Kürkünün parlaklığını engellememek için kaliteli ve yumuşak şampuan kullanılmalıdır. Çift katmanlı kürkünün alt tabakasının zarar görmemesi için sık sık yıkanmamalıdır.

Hareket etmeyi ve oyun oynamayı çok seven Akita Inu, aile oyunlarına ve aktivitelerine bayılır. Doğa yürüyüşleri, kamp, koşu yarışmaları onunla keyifli vakit geçirilmesini sağlar. Yakala-getir egzersizlerinden ve köpek oyuncaklarını ağzında taşımaktan çok hoşlanır. Yaklaşık 30 dakikalık tempolu bir yürüyüş kendisine yeterli gelecektir. Ancak duvarları yüksek olan bir bahçeniz varsa serbest bırakabilir ve saatlerce koşuşturmasına müsaade edebilirsiniz. Oyuncaklarını etrafa bırakır veya fırlatırsanız size geri getirmesi mümkündür. Hiperaktif ve iri olduğundan düzenli egzersizlerin Akita Inu için sağlıklı bir yaşama ilk adım olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca egzersizlerinin yaptırılması sonucu enerjisini atacağından agresifliği azalır ve sakinliğini korumaya devam eder. Böylece sağlıklı, neşeli ve mutlu kalacaktır.

Aile ile birlikte olduğu her zaman mutludur. Her daim sahibiyle olmaktan zevk alır. Ailesi için tek ve özel olmayı sever, ancak eğitim ve sosyalleştirilme sonucu diğer hayvanların varlığını tolere edebilir. Ancak ilk, birinci ve en sevilen statüsünü kaybetmeyi asla göze alamaz. Bu nedenle yavruluk döneminden itibaren sosyalleştirilmelidir. Böylece kişi ve hayvanlara zarar vermeyecek, çocuklarla iletişimi muhteşem olacaktır. Ancak olumsuz koşullarda, yanlış eğitim alması, kötü muamelelere maruz kalması, sevilmemesi ve hoşnut edilmemesi sonucu saldırgan tavırlar sergiler. Bu nedenle eğitiminde özenli, sabırlı, hoşgörülü davranmak ve güvenini kazanmak gerekir. Kararlı ve eğlenceli olunmalıdır. Ancak kesinlikle baskı yapılmamalı ve cezai yöntemler tercih edilmemelidir. Eğitim alması zorunluluk olan Akita Inu çok akıllı ve sadıktır. Ancak baskın karakterini kontrol altına almak, inadını kırmak ve kendisine hükmetmek çok zordur. Dünyaya gözlerini açtıktan 8 hafta sonra eğitim almaya başlayabilirler. Bu nedenle erken sosyalleşmeleri mümkündür. 12 haftalık oluncaya dek çocuklara, köpek ve diğer evcil hayvanlara alıştırılmalıdır. Tuvalet eğitimi oldukça kolaydır ve tasma eğitimi çok önemlidir. Toplulukların bulunduğu, açık alanlarda serbest bırakılmamalıdır. Yavruluk döneminde profesyoneller tarafından verilen eğitimler sonucunda mükemmel özellikleri olan bir erişkine dönüşeceği unutulmamalıdır.

Anne Akita Inu adayı için 7-8 yavru doğuracağı bilgisi yaygın olsa da yaş, ağırlık ve boyut gibi fiziksel özelliklere bağlı olarak yavru sayısı değişir. 3-12 aralığında yavru dünyaya getirdiği bilinmektedir. Yavruluk döneminde sahiplenilmesi daha iyi olan Akita Inu; inatçı, iri ve güçlü bir yavru olacaktır. Dünyaya olan merakı neticesinde yaramazlıklar yapacak ve bazı kazalara neden olacaktır. Ancak tüm sevimli ve eğlenceli anların kaynağıdır.

Güçlü ve kaslı bedenlerinin korunması beslenmesine bağlıdır. Öğün sayısı ve miktarları veteriner tarafından belirlenmelidir. Her gün aynı saatlerde beslenmelidir. Mama ve su kabı temiz olmalı ve su kabında daima taze su bulunmalıdır. Besleyici, protein (et) ağırlıklı, kaliteli mamalar ve özel hazırlanan yemekler (BARF) ile beslenmelidir. 12 aylık olmadan erişkin mamaların tüketimi ve mama değişimi normal şartlarda önerilmez. Ancak kendisi çok hızlı büyüyüp geliştiğinden veteriner hekimin fikri alınmalıdır. 4-7 aylıkken gelişimi çok çok hızlanır ve vücudu kemik hastalıklarına açık hale gelir. Bu nedenle mama değişimi yapılabilir ve büyüme hızının düşürülmesi için düşük kalorili yüksek kaliteli diyet uygulanabilir. Ayrıca daima kilo kontrolü yapılmalıdır.

Ağırlık ve Boyutları

Japon Akita Inu cinsi için dişiye oranla erkekler daha iridir. Yetişkin erkekler 64-71 cm boyunda, 39-60 kg ağırlığında iken yetişkin dişiler 54-64 cm boyunda ve 23-45 kg ağırlığında olabilir. Amerika standartlarında pek fark bulunmaz. Boylar neredeyse aynı aralıkta değişir. Ağırlık skalası ise erkeklerde 34-54 kg, dişilerde 32-45 kg ağırlığındadır.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Vücut dirençleri ve bedensel dayanımları yüksektir. Seyahat ilaçlarına, sakinleştiricilere ve anesteziye tepkileri son derece olumsuzdur. Özünde sağlıklı bir ırk olan Akita Inu, bazı genetik hastalıklara yatkınlık gösterir;

• Kalça Displazisi
• Gastrik Dilatasyon (Şişkinlik)
• Hipotiroid (tüy dökülmesi, obezite, epilepsi nedenli)
• Göz ve Diz Hastalıkları (PRA – kademeli retina bozulması nedeniyle)
• Sebasöz Adenit (iltihaplı yağ bezeleri belirteçtir)
• Deri ve kan hastalıklarına duyarlılık

Sık Sorulan Sorular

Korkutucu mu şirin mi göründüğü konusunda ortak bir karara varılamayan Boxer cinsi; sevgi dolu, şefkatli ve sevecendir. Sivri ve sıra dışı zekasından dolayı Peter Pan olarak anılır. Çok enerjik ve aktif olan bu tür yalnız kalmaktan nefret eder. İnsanlarla iletişim halinde olmaktan hoşnuttur. Sahibinin sakin modunda ayakları dibinde saatlerce uzanır ancak sürekli tetiktedir. Buna rağmen havlamaya eğilimi yoktur ve gergin değildir. Bağımlılık yaratan Boxer cinsinin ardından farklı bir türü sahiplenmek çok zordur.

Cinsin ismi düşünüldüğünde boksör ve Muhammed Ali akla gelir. Aslında Boxer adı, atalarının ayı avı ve boğa güreşinde kullanılması sonucu verilmiştir. Yine de ön patilerini kendini savunmada ve oynadığı oyunlarda bir boksör edasıyla kullandığından adını layıkıyla taşıdığı söylenebilir.

Tarihi

Köken bakımından oldukça çeşitli evreler geçirmiştir. MÖ 2500’lerde savaşçı, ardından asillerin avcısı olarak kullanıldığı söylenir. Burjuvanın fakirleşmesi sonucu domuz avı gibi lüks aktivitelere güçlerinin yetmediği, böylece Boxer cinsinin tükendiği rivayet edilir. İkinci bir şans sonucu 1850 yılında Münih’te dünyaya gözlerini açtığı bilinmektedir. Bu şansın Bulldog ve Alman Bullenbeisser Mastiffinden geliştirildiği ve Bordeaux, Bull Terrier, Bulldog Dogue gibi birçok köpeğin münasebetinden oluşturulduğu iddialar arasında yer alır.

Orta Çağ’da Almanların lider avcı köpeği olmuştur. Uçsuz bucaksız arazilerde bizon, yaban domuzu ve ayıları kovalama, yakalama gibi görevler almıştır. Güçlü çenesi ile avının yaşamına son verebilen Boxer cinsi, bir dönem çiftçilerin en yakın koruması olmuştur. Tilki, kurt, çakal ve yaban domuzu gibi yabani yırtıcılardan çiftlik sürülerini koruyabilince giderek tanınmıştır. II. Dünya Savaşında görev almasının ardından vahşi karakterinin evrilerek aile köpeği haline gelmesi sonucu popülarite kazanmıştır. Koruma içgüdüsü ve sadakati halen devam eden ırk bekçi ve polis köpeği olarak da görevlendirilmektedir. Atlet geçmişi bulunmakta ve görme engellilere rehberlik edebilecek sorumluluğu üstlenebilmektedir. Bu arada büyük avların avcısı, American Kennel Club (ACK) tarafından resmi olarak 2005’de tanınmıştır.

Karakteri

Hayli hınzır, hayli yaramazdır. Kıpır kıpır enerjik bir yapısı vardır. Görünümünün etkileyiciliği ettiği manasız ve komik danslarla dahi sarsılmaz. Gerçek bir palyaço olarak anılır, hareketlerine kahkahalar atılır. Polyanna görse kıskanır. Her daim mutlu ve iyimserdir. Ruhu hep çocuk kalanlardandır. Olgunlaşması hayli zaman alır. Sadık ve güvenilirdir.

İletişim esnasında konuşma çabası vardır. İşitme duyuları gelişmiş olmasına rağmen daima tetiktedir. Sahibini ve sevdiklerini korumada oldukça cesurdur. Yargı dağıtır desek yeridir, ancak yabancıları ve dostları öyle iyi ayırır ki şaşırmamanız elde değildir. İyi bir sosyalleşme ve eğitim sonucu aile üyelerine karşı uysal ve alçak gönüllü bir karaktere bürünür.

Sert tavırlar, yüksek sesler, kavga ve tartışmalar Boxer cinsini gerecek ve saldırgan bir hal almasına neden olacaktır. İnatçılığı ilk defa baş gösterecek ve yüksek ihtimalle size darılacaktır.

Bakımı

Sağlıklı bir ömür için düzenli bakıma ihtiyaç duyarlar. Yılda birkaç defa yıkamanın yeterli olacağı Boxer cinsi, son derece temizdir. Haftada bir veya iki kez taranması halinde zaten kısa olan tüyleri neredeyse hiç dökülmeyecektir. Böylece kulaklarında gerçekleşecek enfeksiyon riski azalır. Ancak hiperaktif yapısı nedeniyle kulaklarında toz birikir. Bu nedenle haftada bir kez nemli bir bez yardımıyla kulakların temizlenmesi önerilir. Ayrıca tartar oluşumu ve ağız enfeksiyonlarını önlemek için dişleri düzenli fırçalanmalıdır. Hayli hareketli olan Boxer cinsi, genelde sert zeminlerde tırnaklarını törpülemektedir. Ancak törpülemediği taktirde tırnakları ayda bir kez kesilmelidir.

Kısa, parlak ve sık tüylerinin varlığı ve atletik bir bedene sahip olmaları tüylerinin dökülmeyeceği veya bağışıklıklarının düşmeyeceği kanısına varmanıza neden olabilir. Ancak Boxer cinsi köpeklerin bünyeleri hassas ve alerjiktir. Bu nedenle düzenli ve kaliteli beslenmeleri hayati önem taşır. Kilosu gözetim altında tutulmalı ve sadece veteriner onayı alınan tarifler evde hazırlanmalıdır. Vücutlarının gereksinim duyduğu mineral ve vitamin deposu kuru mamalar tercih edilmelidir. Orta ırk köpek mamaları ile beslenmeli ve ödül mamaları gereğinden fazla verilmemelidir. Gelişim döngülerinin sekteye uğramaması, genetik yatkınlık gösterdiği hastalıklara yakalanmaması ve obez olmaması için öğün sıklığı ve mama miktarları hekim ile programlanmalıdır. Kendisi omnivor canlı olduğundan her şeyi yemek isteyecek ve sevdikleri yiyeceklerde doyduğunu anlamayacaktır. Birçok besini tüketebilen Boxer cinsinin asla yememesi gerekenler vardır. Kırmızı kan hücrelerini parçalayabilen ihtivası nedeniyle soğan, sarımsak, çekirdekleri bağırsak tıkanıklığı yaratan hurma, erik, şeftali, gaz yapan maya ve hamur işleri, böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı yaratan kuru üzüm, üzüm ve birçok hastalığa yol açabilecek koçanlı mısır, çiğ yumurta, şeker, alkol, kafein, çikolata, sakız, tuz, avokado, süt ve süt ürünleri bir Boxer beslenmesinde yer almamalıdır.

Orta büyüklükte ırk ve iri cüsse sahibi olmaları, bugüne dek onurlu görevlerde yer almaları sizi yanıltmasın. Harika bir oyun arkadaşınız olduğunu öğrenmenize az kaldı. Sürekli yenilenen enerjileri maceradan maceraya koşmalarına, zihinsel ve fiziksel aktivitelere, durmaksızın hoplayıp zıplamalarına hatta dans etmelerine olanak sağlar. İlgi odağı olmaya bayılan, neşe kaynağı olmaya çabalayan hele ki konuşmaya çalışan Boxer cinsi köpeğiniz sizi kahkahalara boğmak üzere, bilginize. Eğlencenin tadını çıkaracaksınız elbet ancak kendisinin yoğun egzersizlere ihtiyacı olduğunu unutmadan. Top ve avcılık oyunları, ritimli koşular, tempolu yürüyüşler gibi aktivitelere bol bol ihtiyacı olan cins yüksek duvarlı veya korunaklı bir bahçeniz varsa tasmaya gerek duymayacaktır. Dolayısı ile sizi de fazla yormayacaktır.

Bir Boxer cinsi köpek için eğitim oldukça önemlidir. Enerji ve kabiliyetleri olumlu yöne kanalize edilmelidir. Yüksek zekaları eğitimi reddetmelerine neden olabileceğinden süreç zorlaşabilir. Bu nedenle eğitim gerçek profesyoneller tarafından doğru koşullarda verilmelidir. Eğitimin bitmesiyle muhteşem sonuçların alınması zorlu bir sürece katlanılmasını unutturacaktır. Zira kendileri sürü gütme, itaat etme gibi becerilerinden dolayı terapi, asistan, servis, tespit ve arama kurtarma gibi alanlarda hala görev almaktadır. Bu durum en az Fransız Mastiff ve Golden ırkları kadar eğitime yatkın olduğunun kanıtıdır. Ayrıca eğitimlerinde net alanlar belirlenemez. Atalarından aldıkları genler ve şimdiki rolleri arasında seçim yapmak karmaşaya neden olabilir. Yine de bekçi veya işçi olarak kullanılmaları planlanıyorsa, itaat eğitiminin ileri seviyelerde verilmesi ve ekstra eğitimlerin düzenli olarak yinelenmesi gerekecektir. Sadece ailemizde yer alacak ve bizimle hayatı paylaşacak Boxer cinsi köpeklerin öncelikle tuvalet eğitimi alması mantıklı olacaktır. Ardından sosyalleşme ve itaat eğitimleri ile arada bağ oluşacaktır. Eğitim sürecinde üzerinize düşen görevin sevginizi göstermek, desteklemek, disiplinli, sabırlı ve tutarlı davranmak olduğunu aklınızdan çıkarmamanız naçizane tavsiyemizdir.

Ağırlık ve Boyutları

Erkekler 55-63 cm omuz yüksekliğine, 27-33 kg vücut ağırlığına sahiptir. Dişiler ise 53-59 cm omuz yüksekliğine, 24-29 kg vücut ağırlığına sahiptir.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Aort darlığı, kanser, tiroid yetmezliği, deri lezyonları, dejeneratif miyelopati, kalça çıkığı gibi hastalıklara genetik yatkınlık taşımaktadır. Ancak yaşam kalitesi yüksek olan Boxer cinsi köpeklerin herhangi bir hastalığa yakalanmadıkları ispatlanmıştır.

Diz problemleri ve Aritmojenik Sağ Ventrikül Kardiyomiyopatisine (ARVC) neden olan geni taşımaktadır. Vücut direnci her zaman yüksek tutulmak ve bağışıklık sistemi korunmak zorunda olduğundan aşıları yaptırılmalıdır. Beslenme, temizlik, egzersiz gibi gereklilikleri aksatılmamalı, daima veteriner muayenesine götürülmelidir.

Beyaz (albino) Boxer türünün doğarken öldürülmeleri yerine kısırlaştırılarak kaliteli bir yaşam sürmeleri sağlanmalıdır. Sağırlık ve kanser gibi birçok soruna yatkınlık göstermeleri onların yaşam haklarının elinden alınması için yeterli değildir.

Sık Sorulan Sorular

Kısa olmasına rağmen bacak yapısı kaslı ve son derece güçlüdür. Çarpık ve kısa bacakları nedeniyle yürüyüşleri paytak olarak nitelendirilir. Vücudunun geri kalan bölümleri de kaslı olduğundan, dikkatli incelendiğinde karizmatik olduğu fark edilir. Kuyruk boyu uzun değildir, kıvrıktır ve aşağıda taşınır.

Kafasının geniş, sempatik bir çirkinlikte ve güçlü olması ırkın en önemli özelliğidir. Boğaları boğmak için yetiştirildiklerinden dolayı burun delikleri geniştir. Basık ve kısa olan burnu yüzünden sıcak – nemli havalar Bulldog cinsinin solunum sıkıntısı yaşamasına neden olur. Yoğun sıcaklıklarda normalden daha fazla su tüketmelidir. Buruşuk, sarkık, kat kat yüz hatları ile ürkütücü durmasına rağmen pamuktan kalbi vardır. Kulak yapısı üçgen ve küçüktür. İnce deriden oluşup gül biçimli geri kıvrıma sahiptir. Enfeksiyon riski minimum derecede olacak kadar hava almaktadır. Kısa ağzı, sarkan üst dudağı ve kocaman diliyle gergin ve sinirli yüz ifadesine sahipmiş gibi görünse de son derece heyecanlı ve oyun severdir. Sarkık yanaklarından salyalarının aktığı görülür. Gözleri zıt iki yana devrik ve miniktir. Dışa çıkık çenesinin kuvveti hayli yüksek olduğundan toplu taşımalarda, seyahatlerde ağızlık kullanılması tavsiye edilir.

Yuvarlak ve ince görünümleri, beslenme programına bağlı olarak şişman bir hal alabilir. Zaten tombik ve kalın kemiklilerdir. Ayrıca kafalarının diğer vücut kısımlarından çok daha iri olması sonucu genelde sezaryenle doğum yapan Bulldog cinsi dişileri çok acılı bir doğum geçirmektedir. Atalarının genlerinde bıraktığı miras neticesinde yabancılarla kavgaya meyli vardır. Yanlış eğitim sonucu saldırganlaştırılmadıklarında özellikle aileler tarafından sıkça tercih edilen, büyük nam sahibi köpeklerdir.

Tarihi

“Bandogge” adıyla anılan İngiliz Bulldog cinsi, inat ve azmin simgesi olarak bilinir. İngiliz olan kökeni Asiatik Mastifflere dayanır. İlk olarak asi öküzlerin yakalanmasında kasaplar tarafından kullanılmıştır. Ardından av ve bekçi köpeği olarak görevlendirilmiştir. 13. yüzyılda dövüş köpeği olarak at, ayı, boğa, maymun gibi hayvanlarla karşılaştırılmıştır. Boğalarla dövüşlerinde burunlarından yakalayarak yere sabitlemişler ve bu pozisyonda nefessiz kalmalarını beklemişlerdir. Boğa boğmaları nedeniyle çok popüler hale gelen tür Bull (boğa) dog (köpek) sözcüklerinin birleşimiyle isimlendirilmiştir. İsminde kendisinin boğa minyatürüne benzetilmesi de etkili olmuştur. Yazılı kaynaklarda ilk kez 1631’de yer almıştır. 1835 yılında boğa ve Bulldog dövüşü adı altındaki zulüm yasaklanmıştır ve yasadışı olarak tanımlanmıştır.

American Kennel Club tarafından ataları 1890 yılında, günümüzdeki ırkı ise 1976 yılında tanınan Bulldog, geçmişteki karakterinden arınıp harika bir aile dostu haline gelmiştir.

Karakteri

Sahibine ve ailesine bayılır. Sevgi pıtırcığı ve dost canlısı bir hayvandır. İnsanlara olan yakınlığı, gösterdiği yoğun ilgi, öpücükleri, sarılmaları yabancı köpeklere karşı göstermez. Hatta çoğu zaman agresif ve saldırgan bir tavır takınır. Bu nedenle yavruluk döneminde sosyalleşme eğitimi almalıdır. İnsanları etkisi altına alabilecek kadar eğlenceli ve tatlıdır. Bakışları tehditkar ve hiddetlidir. Gururlu ve asildir. Ancak ürkütücü görünümünün ardında naif ve kibar bir köpek bulunur. Tehdit hissettiği anda sahibini korumak için kendini düşünmeden feda edebilir. Sert tavır takınır ve kesinlikle zarar verebilir. Cesur ve son derece sadıktır.

Ilık havalara, şekerlemeye ve sahibiyle vakit geçirmeye bayılır. Sevgi görmediğinde depresyona girer. Dikkat çekmek için yaramazlık yapar. Eğitim almazsa sürekli havlama eğilimi gösterecektir. Fakat eğitildiğinde kimseyi rahatsız etmez. Kırılıp üzüldüğünden; sert tepkilere aynı şekilde karşılık verir ve sonrasında küser. Sahibinin küçük görevler vermesine bayılır.

Stres ve huzursuzluk birçok hastalığa yakalanmasına neden olduğundan, sevgi dolu bir çevrede yetiştirilmelidir. Yaşlılarla dahi uyum içinde geçinen Bulldog cinsi endişe ve korku ile büyütülmemelidir. İyi huylu olmasına rağmen yüksek özgüveni neticesinde zaman zaman bağımsızlığını ilan edebilir. Ruhu yaralanmışsa inadından asla vazgeçmez. Her daim salyalı ve hor hor horlayan, uykuya özendiren bir köpektir.

Bakımı

Beslenme programı ve egzersiz saatleri doğru ayarlandığı ve erişkinlikten önceki dönemde denendiği taktirde şahane bir öğrencidir. Olgunluk dönemlerinde hantallaşan ve neredeyse sadece sahibiyle vakit geçirmek isteyen, gamsız bir ruh haline bürünür. İnadından vazgeçemediği anlar olan Bulldog cinsi gerçek bir profesyonelin eğitimine tabi tutulmalıdır. Yanlış eğitim sonucu saldırgan hale geleceği unutulmamalıdır. Yormaksızın, kısa süren ve net bir eğitim verilmelidir. Komutlar sık sık tekrar edilerek pekiştirilmeli, ceza veya şiddet gösterilmemelidir. Ödül mamaları ile övülmelidir.

Kendisine ait bir yaşam alanı ihtiyacı duyan Bulldog cinsi için bir kafes edinilmelidir. Geniş bir zemine konumlandırılan kafese battaniye, oyuncaklar ve hoşlanacağı eşyalar konulmalıdır. Evini sevmesi için beslenmesini burada gerçekleştirebilir, kafesine girdiğinde ve burada uyuduğunda ödül maması verebilirsiniz. Tuvalet eğitimini de yavrularda 2-3 saatte (beslenme ve uyanış sonrası), erişkinlerde 4-5 saatte bir dışarı çıkararak, komut, sevgi ve ödül maması yardımıyla tamamlayabilirsiniz. Evden çıkarmak istemiyorsanız Bulldog cinsi köpeğinizi kafesin içine tuvalet yapmaya alıştırabilirsiniz. Ayrıca tasma eğitiminde göğüs tasması kullanmalısınız. Soluk borusu darlaşabileceğinden boğaz tasması solunum sıkıntısı yaşamasına neden olabilir.

Soğuk, nemli, sıcak hava koşullarına düşük direnç gösterir. Solunum sıkıntısı yaşaması ve yoğun egzersiz ile yorulması sonucu balgam oluşabilir. Önlenmesi için daima yanınızda su taşımanız gerekir. Beden dayanıklılığı gerektiren yorucu aktivitelerden uzak tutulması eklem iltihabı, kalça displazisi gibi rahatsızlıklardan korunmasına yardımcı olacaktır. Orta düzeyde egzersiz yapmasına olanak tanınmalıdır. Kemiklerinin kalın olması ve çok hızlı gelişmesi, akciğer ve kalp sağlığının korunması için yürüyüşler ve hafif oyunlar eklemlerine olumlu etki edecektir. Kısa mesafede yakala getir (frizbi, tenis topu, sopa, yapay kemik), top sürme ve tutma şeklinde futbol gibi oyunlar tercih edilebilir. Kovalamaca oynamayı sevdiği bilinen Bulldog cinsi ödül maması saklı bir kutuyu açmaya çalışmaktan zevk duyacaktır. Basit bir kutunun açılmasının ardından giderek komplike kutular kullanırsanız, sabır testinin nerede sonlanacağına bakmalısınız. Kutunun minik parçalara nasıl ayrıldığını izlediğinizde gördüğünüz ciddiyete inanamayacaksınız. Ayrıca ödül maması ile saklambaç da oynayabilirsiniz. Farklı bir odaya bırakılan ödül mamasını bulan Bulldog cinsi köpeğinizi övmeli ve sevmelisiniz. Emekler pozisyonda bir köpek gibi davranabilir ve onun eğlenerek çevireceği oyunlara hayran kalabilirsiniz. Farklı bir evcil hayvanla oynamasına müsaade edebilir ve ona seveceği oyuncaklar alabilirsiniz. Ancak çok fazla oyuncak edinmemenizi tavsiye ederiz. Bunun nedeni Bulldog cinsi köpeğinizin hangi nesnenin oyuncak olup hangisinin olmadığını karıştırması ve sizin eşyalarınıza zarar vermesini önlemektir.

Dişlerinin düzenli olarak fırçalanması ağız enfeksiyonlarından korunmasını sağlar. Yıl içerisinde zorunlu haller dışında bir veya iki kez yıkanabilir. Haftada iki veya üç kez taranmalıdır. Kısa, plastik uçlu ve sert fırçalarla taranmaya bayılır. Buruşuk bir deriye sahip olduğundan cildi losyon ve bakım kremi ile tahrişlerden uzaklaştırılabilir. Hassasiyetine önem verilmeli, burun ve göz kenarları da bakıma tabi tutulmalıdır. Nemli bir bezle her gün silmek olumsuzlukları en aza indirecektir. Ancak kuyruk bölgesi daima kuru tutulmalıdır. Kurutma için pudra kullanılabilir. Tırnakları daima kısa olmalıdır. Tüm bakım işlemleri sevgiyle yapılmalı mümkünse öpücükle bitirilmelidir.

Hayvansal besin değeri yüksek kaliteli kuru mamalarla beslenmelidir. Kilo almaya yatkındır. Anne adayları obezite olursa kesinlikle sezaryen doğuma alınır. Beslenmelerinin yetersiz ve düzensiz olması halinde kalp ve damar rahatsızlıkları yaşamaktadır. Bir program hazırlamak için veteriner hekime danışmak gerekir. Kendisine asla verilmemesi gereken gıdalar; kuru üzüm, hindi derisi, çekirdekli meyve, soğan, sarımsak, hardal tohumu, yaban mantarı, kabuklu patates – domates, fındık, ceviz, alkol, maya, şerbetçiotu, kafein, yapay tatlandırıcılar, çiğ somon balığı ve küflü gıdalardır.

Ağırlık ve Boyutları

Boyları bakımından cinsiyet ayrımı bulunmaz. Ortalama omuz yükseklikleri 31-40 cm aralığındadır. Erkeklerde vücut ağırlığı 24-25 kg iken dişilerde vücut ağırlığı 22-23 kg aralığında değişim gösterir.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Geniş burun delikleri, nispeten dar solunum yolu, yumuşak ve uzun ağız yapısı genetik olarak zor nefes almasına neden olur. Yorgunluk, stres, mevsimsel aşırılıklar ciddi solunum yolu sıkıntılarına yol açar. Alerjik bünyeleri zehirlenmesine neden olabilir. Kasılma, garip hareketler, idrara çıkmama veya kanlı idrar/gaita yapma, güçlükle nefes alma, ağız veya burundan kan gelmesi, karın bölgesinde şişlik, titreme ve acı çekme halleri gösterdiği zaman zehirlendiği anlaşılmalıdır. Ayrıca Bulldog cinsi yumuşak damak hastalığı, kiraz göz problemi, cilt enfeksiyonu, kalça veya diz kapağı çıkığı, dar solunum borusu ve burun delikleri gibi rahatsızlıklara genetik yatkınlık gösterir.

Sık Sorulan Sorular

Eğlenerek öğrenmenin ve koşulsuz sevilmenin tadını almak isteyenlerdenseniz ve bir köpek ile ilk kez yoldaşlık edecekseniz bilmeniz gereken çok şey var.

Köpekler İçin Güvenlik Önerileri

Özellikle yavru köpek bakımının bebek bakımına benzediğini, çünkü kendisinin de bir bebek olduğunu unutmamalısınız. Daha çok ilgi ve şefkate ihtiyaç duymalarının yanı sıra bakım ve güvenliğine ekstra dikkat etmeniz gerekiyor.

Dünyayı henüz tanımaya başlayan yavru köpekler her şeyi inceliyorlar, Bu nedenle prize takılı kablolar onlar için birer risk. Çiğnemeleri halinde elektrik çarpma ihtimaline karşı, yokluğunuzda erişebilecekleri bölgelerde kablo bulundurmamalısınız. Gözetiminiz dahilinde ise 5-6 haftanın ardından “hayır” komutu ile yaptığı şeyin zararlı olduğunu belirtebilirsiniz. Bitkiler, ilaçlar, kesici aletler de yaralanma veya zehirlenmeye neden olabileceğinden sakınılması gereken gruba dahildir.

Artık bir gölgeniz var. Adım adım peşinizde olmak için minik patilerinden gelen her çabayı gösterecek. Kuvvetli muhtemel banyoyu da erkenden tanıyacak ve emin olun klozet köpeğinizin ilgisini çekecek. Su içmeye çalışmaması ve içine düşmemesi için yapmanız gereken tek şey klozetin kapağını kapalı tutmak.

Köpeğinize mama vermediğinizde isteyemeyeceğini, en fazla ağlamaya benzer sesler çıkaracağını unutmamalısınız. Özellikle erkenden annesiz kalan yavru köpeklerde gelişime en katkı sağlayacak şeyin sizin sevginiz olduğunun farkında olun lütfen. Bol bol oyun oynayın. İstemediğiniz her eylemi için hafif yüksek sesle ret komutu verdiğiniz gibi her hoş ve uygun davranışında ödüllendirin. Sevin, kucaklayın. Sizi her gördüğünde duyduğu heyecanı sabırsız ve hızlı hareket etmelerinden ve havada titreyen kuyruklarından anlayınca ona zaman ayırmamanız mümkün olmayacaktır zaten.

Köpekler İçin Yaşam Ortamı Önerileri

Birkaç hayati önerinin ardından açıklığa kavuşturulması gereken en önemli mevzu, yaşam alanıdır. Minik dostlarınıza kendilerini rahat hissedecekleri, sıkılmadan hareket edebilecekleri, huzur duyabilecekleri bir ortam hazırlamalısınız. İster yavru ister yetişkin olsun, köpekler sahibine ait olan eşyaları tanımayı severler dolayısı ile eşyalarınıza eriştiklerinde oynayıp bir ısırık almaları mümkündür. Bu nedenle oluşturacağınız düzen ile en baştan sınırlarını çizmelisiniz.

Dışarı gezmeleri haricinde ev veya bahçeniz geniş olmalıdır. Böylece koşup oynaması için ferah bir alan oluşturabilirsiniz.

Tüylü dostunuzdan önce yalnız yaşıyorsanız, kendisine yokluğunuzda sosyalleşebileceği oyuncaklar almalısınız.

İlk tuvalet eğitimi evde verileceğinden daima aynı alana ulaşmasını sağlamalısınız.

Su kabını daima taze su ile doldurulmalı ve mama kabını beslenme alanında tutmalısınız.

Kulübe yapmak istiyorsanız balkon veya bahçede kullanmanız mümkün olacağından köpeğinize ekstra özel alan yaratmış olursunuz. Ki buna mutlu olacaktır. Ebatları uygun bir kulübe tasarlayarak işe başlayabilirsiniz. Yağlı boya, çivi ve tahta kullanarak inşa edebileceğiniz bu alan için eski mobilyalarınızı da değerlendirebilirsiniz. Kare bir zemin üzerine 4 adet kare duvarı eşit olacak şekilde hazırlayın ve birleştirin. Ardından çatı için 2 parça kesin, burun/pati sıkışmasına imkan vermeyecek şekilde havalandırma delikleri açın ve birleştirin. Komple su geçirmez bir ambalaj kağıdı ile kaplayıp minik tahtalarla dış yüzeyi oluşturun. Dilediğiniz renge boyayın. Artık bir yoldaşınız olduğundan rengine birlikte karar verebilirsiniz.

Kulübenizin içine örtü ve yastık yerleştirebilirsiniz. Köpeğinizi şefkatli biçimde yuvaya davet etmeyi ve kendinize yatak, kulübe, evine git şeklinde bir komut belirlemeli daima tutarlılıkla yerine alıştırmalısınız. Ayrıca bu alanda ceza vermeyi aklınızdan bile geçirmemelisiniz. Zira kendisi özel alanının en güvenli yer olduğunu düşünmektedir.

Köpekler İçin Beslenme Önerileri

Yemek alanı seçmeli ve tüylü dostunuzu ilk günden itibaren hep aynı alanda beslemelisiniz. Daima kendi öğününüzün ardından uygun dozda beslemeyi unutmamalısınız. Beslenme alanında daima taze su bulunan kap ve kuru mama kabı bulundurmalısınız.

Köpekler, karnivor yani etobur varlıklardır. Bu nedenle bizlerle aynı sulu ve kuru besinleri yemek onların sağlıksız beslenmesine ve ileriki dönemlerde eklem, sindirim bozukluklarına neden olacaktır. İnsanlarla yaşamalarından dolayı beslenme alışkanlıkları da değişim göstermiştir ancak tatlı, tuzlu ve baharatlı gıdalar köpekler için uygun değildir. Yoldaşınızın vitamin, yağ, glusit, oligo element, mineral ve protein açısından dengeli kuru mamalar ile beslenmesi yararlı olacaktır. Ayrıca yaş mama olarak tabir edilen konserve mamalarla takviye yapabilir veya kemik suyu içirebilirsiniz. Yavru köpeklerde ise (özellikle erken dönemde annesiz kalanlar) ilk 2-3 ay için kuru mamayı su veya süt ile ıslatabilir, püre halinde verebilirsiniz. Hassasiyet gelişmemesi için 3 aylıktan itibaren süt vermemeli ve kemik suyuna geçmelisiniz.

Yavru, gebe, yetişkin ve yaşlı köpeklerin günlük mama miktarlarının farklı olduğunu ve her köpeğin cinsine özel bir beslenme dozu bulunduğunu unutmamalı ve veterinerinize danışmalısınız.

Köpekler İçin Temizlik Önerileri

Köpeklerde terleme sadece pati tabanından gerçekleşir, bu nedenle kötü kokmaları terlemeye bağlı değildir. Yavru köpeklerde tuvalet, yetişkin köpeklerde dışarıdan kaynaklanan kirlilik kokuya neden olur. Köpekler suyu seven varlıklardır. Bu nedenle en etkin ve eğlenceli temizlik yöntemi banyo yaptırmaktadır. Banyo yaptırmadığınız zamanlarda tüylerini taramanız sağlık açısından yararlı olacaktır ve aranızdaki bağı güçlendirecektir.

Kirlenme durumları haricinde ayda 1 veya 2 kez banyo yapılması derinin pH dengesinin bozulmasını önler. böylece mantar, uyuz gibi rahatsızlıklara duyarlılık gelişmez. Ancak hijyen koşulları oldukça önemli olduğundan kirlenme durumunda muhakkak yıkamalısınız. Hassasiyetler için veterinerinizle görüşüp önlem alabilirsiniz.

Ayrıca banyo esnasında ılık su kullanmalı, kulaklara su kaçırmamak için bir parça pamuk koyulmalı ve köpekler için üretilen bir şampuan kullanmalısınız. Köpek şampuanınız yoksa bebek şampuanı kullanabilirsiniz. İyi durulamalı ve hemen havluya sarmalısınız. Saç kurutma makinesi ile kurulamanız yoldaşınızın üşütmemesi ve mantar olmaması için iyi bir yöntem olacaktır.

Köpeklerin Tırnak Bakımı

Köpeklerin tırnaklarında üst kısımda cansız bölge yer alır. Ancak ilk kez tüylü bir yoldaşa sahip olduğunuz için tırnak kesiminin veterineriniz tarafından yapılması uygun olacaktır. Tırnakların A vitamini eksikliği, elverişsiz çevre koşulları, yetersiz beslenme gibi olumsuz durumların erken teşhisinde önemli rolü vardır.

Köpekler İçin Tasma Seçimi

Köpeğinizin güvenliği için 7 haftalıktan itibaren tasmaya alıştırma eğitimi vermelisiniz. Hafif materyalden üretilen, rahatsız etmeyecek sertlikte tasma ve kayışlara ihtiyacınız var. Tarzından çok yürüyüşü ve kontrolü sağlamaya yardımcı aksesuarlar almalısınız. Henüz yavru köpeğiniz varsa kendisini huzursuz etmeyecek yumuşaklığa, hafifliğe sahip bir tasma edinmelisiniz. İlk birkaç gün belirli aralıklarla takıp çıkarmalı, ardından alışana dek birkaç gün hiç çıkarmamalısınız. Cadde gezmeleriniz başladığında tasmayı dışarı çıkaracağınız zaman takmalısınız ki tüylü dostunuz onu gezme sembolü olarak kabul edebilsin.

Çeşitli kalite ve materyale sahip birçok tasma mevcut olduğundan büyüme dönemindeki köpeğinize pahalı bir tasma yerine konforlu bir tasma almalısınız. Uzayıp kısalabilen, plastik, metal, deri ve örgü tasmalardan köpeğinize en uygun, fonksiyonel ve ergonomik olanı seçmelisiniz. Bu seçinde vücut, yaş ve tür etken olmalıdır.

Boynu ve tüyleri sıkmayacak şekilde ayarlamalısınız. Bunun için ölçü iki parmağınızın tasma ile köpeğinizin boynu arasında rahat hareket etmesi olarak belirlenebilir. Ayrıca tasma üzerine yağış vb. çevre koşullarından etkilenmeyecek olan bir isimlik almalı ve kaybolmalara karşı adres ve telefon numaranızı yazmalısınız.

Köpeklerin Enerji İhtiyacı

Köpekler son derece enerjileri yüksek hayvanlardır. Bu nedenle enerjilerini atmaları gerekir ki huzurla dinlenebilsinler ve stressiz kalabilsinler. Bu enerjinin atılması ancak gezmek, koşmak ve oyun oynamak ile atılabilir.

Poşet ve çantalarla oynamayı sevecektir ancak güvenli olmadığından poşetle oynamasına izin vermemelisiniz.

Terlik, ayakkabı gibi eşyalar da onun ilgisini çekecektir ancak ondan kıymetli değil dediğiniz terliğinizin ardından misafirinizin en kıymet verdiği ayakkabısı da parçalara ayrılabilir. Bu durumda tüylü dostunuza kızmamalısınız, çünkü ona siz izin verdiniz. Böyle durumlar yaşamamak adına bu gibi eşyalarla oynamaya hiçbir zaman izin vermemelisiniz.

• Isırma ve tırmalama ihtiyacını giderebilecek oyuncaklar seçmelisiniz.
• Dayanıklı, parçalandığında yaralanmaya sebep olmayacak ve çiğneme / geveleme yumuşaklığında, güvenli oyuncaklar tercih etmelisiniz.
• Kumaşa sarılan pet şişe, harika bir geveleme oyuncağı olabilir. Yakala, getir komutlarına alıştırma için iyi bir yöntemdir. Hiçbir şey yapmaksızın onun eğlenceli dakikalarını da izleyebilirsiniz elbet.
• Halata top geçirebilir, düğümleyebilir ve tüylü dostunuza güvenli bir oyuncak yapabilirsiniz.
• Tahta veya plastik bir çubuğun ucunu delerek ip geçirmeli ve ipin diğer ucuna bir ödül takmalısınız. Flört sopası adı verilen bu oyuncak petshoplarda da bulunuyor.
• Bir ayakkabı kutusuna 4 delik açmalısınız. Deliklere plastik bardak yerleştirmeli ve tenis toplarının bu deliklere yerleşeceğini göstermelisiniz. Evet, tüylü dostunuz bulmacaları seven, şahane bir puzzle avcısı.
• Kumaş veya eski kıyafetleri hafif kalın şeritler halinde kesmeli ve birleştirip düğüm atmalısınız. Kısa sürede parçalara ayırabileceği muhteşem bir oyuncağı var artık kendisinin. Oyuna katılabilir veya keyifle izleyebilirsiniz.

Köpeklerin Psikolojisi

Atası kurt olan yoldaşınız hiyerarşiye önem verir. Üst, lider veya anne baba sizsiniz, bunu göstermelisiniz. Eğitim için otoritenizi kullanacağınızı düşünüp hırçın veya üzgün olduğunda huzurlu ve sakin yapıya kavuşturmanız için bazı eylemleri deneyin. Kahkaha atmak, spor yaptırmak, müzik dinletmek, feromon satın almak, masaj yapmak, tüylerini taramak, sosyalleşmesini sağlamak.

Köpek Hastalıklarının Önlenmesi

Yavru dahi olsa en kısa sürede veteriner hekim kontrolüne götürülmelidir. Aşıları takip edilmeli ve kontrolleri belirli aralıklarla sağlanmalıdır.

Köpeklerin Tuvalet Eğitimi

Gazete kağıdı serilmesi ve beslenme ardından bu bölgeye geçirilmesi önerilir. 15-20 dakika içinde tuvalet yapması beklenen tüylü dostunuza 2 günde bir gazeteleri azaltarak ev içinde nereye tuvalet yapması gerektiğini belirtmiş olursunuz. Gazete üzerine yapılan her tuvalet için ödül vermeyi veya taktir etmeyi unutmamalısınız. Köpekler zeki hayvanlardır, bu nedenle ödül maması almak için sizi kandırmaya çalışabilirler. Buna asla izin vermemelisiniz.

3 ayın ardından dışarı gezmeleriniz başlayacağından tuvalet yapacağı yeri zaten kendisi seçecektir.

Bakışları neşeli, özgüveni yüksektir. Oldukça sık tercih edilen Alman Kurdu, eğitim almaları sonucu mükemmel bir canlıya dönüşür. Sahibine düşkün şahane bir dost, itaatkar bir evcil hayvan, cesur bir koruyucudur. Ailesini tehlikelere karşı savunmak için canı pahasına hareket eder. Evinin sınırlarını bilir ve davetsiz misafirlerden, şüpheli yabancılardan bir nebze dahi hoşlanmaz. Hal böyleyken kural ihlaline imkan tanımaz, eve de bahçeye de sokmaz!

Bakışları neşeli, özgüveni yüksektir. Oldukça sık tercih edilen Alman Çoban Köpeği, eğitim almaları sonucu mükemmel bir canlıya dönüşür. Sahibine düşkün şahane bir dost, itaatkar bir evcil hayvan, cesur bir koruyucudur. Ailesini tehlikelere karşı savunmak için canı pahasına hareket eder. Evinin sınırlarını bilir ve davetsiz misafirlerden, şüpheli yabancılardan bir nebze dahi hoşlanmaz. Hal böyleyken kural ihlaline imkan tanımaz, eve de bahçeye de sokmaz!

Tarihi

1864 doğumlu Stephanitz, annesinin dileği üzerine orduya katıldı. Aynı zamanda köpekler üzerinde çalışmaya başladı. Sürü güdümünde çoban köpeği eksikliğini fark ederek çiftliklerde yararlanılan farklı ırkları inceledi. Thuringia sınırlarında yaşayan küçük köpek cinsi ile Württemberg ırkını birleştirdi. 1899 senesinde bir şovda rastladığı köpeği evlat edindi. Ardından Verein Für Deutsche Schaferhunde (SV) adlı köklü kulübü 9 arkadaşıyla birlikte kurdu. Irkın gelişimi için çiftleştirmeler Mores Plieningen cinsi ile devam etti. 1925 yılına dek süren çabalar sonucu en son Klodo von Boxberg ile birleştirildi. Doğan yavruların eğitimleri verildi ve Almanların Schutzhund olarak andığı koruma köpeğine kavuşuldu. Irk tescilinde bir çok dereceye girerek ödüllendirildi. 30 yılda geliştirilen German Shepherd Dog, polis kuvvetlerinin ve askeriyenin vazgeçilmez parçası oldu. Adına karalama kampanyaları düzenlendi. İngilizler Alsatian’dan (Alsas) dünyaya yayıldığını iddia etti ve ırka bu ismi verdi ve İngiltere’de cinsin ismi Alsatian olarak tanındı. 1. Dünya Savaşı’nda hat çekme, esir kampı – cephanelik koruma, takip etme ve mesaj iletme işlerinde görevlendirildi.

1918’de Fransa’da sokakta kalan iki yavruyu sahiplenen Onbaşı Lee Duncon yavrulara Rin Tin Tin ve Nannette isimlerini verdi. Nannette vefat ettikten sonra ünlü film şirketince Rin Tin Tin’in üstün zekası ve kabiliyetleri keşfedildi. Rin Tin Tin efsanesi tam 24 filme konu oldu. Daha bir çok ünlü türdeşiyle günümüzde hala popülerliğini koruyan Alman Kurdu, II. Dünya Savaşı’nda Stalingrad’da, 11 Eylül saldırılarında yıkılan binaların enkazını aramada görev aldı. Hala ilk rehber köpek olma unvanı Alman Çoban Köpeği tarafından korunuyor ve American Kennel Club (ACK) tarafından en iyi 50 köpek ırkının belirlendiği listede üçüncü sırada.

Karakteri

Geniş arazilerin kavgadan korkmayan cesur yiğididir German Shepherd. Eğitim almadıklarında veya yanlış eğitildiklerinde huzursuz, çekingen, saldırgan bir karaktere sahip olabilirler. Aşırı korumacı olduklarından sosyalleşmeleri önemlidir.

Eğitim almaları halinde sessiz bir karaktere sahip üstün ve asil bir ırktır. Gerekmedikçe ve sinirlenmedikçe havlamaz. Açıkça tehdit algılamadığı sürece saldırgan tavır sergilemez. Sert mizacının ardında pamuk gibi huzurlu, sevecen ve bol neşeli bir köpek vardır. İtaatkar, sadık, dikkatli ve güvenilirdir. Sahibinin ses tonuna duyarlıdır. Yabancılardan haz etmemesine rağmen sahibinin yanında yaklaşmaya izin verse de bulunduğu bahçede tek başına ise yaklaşılması önerilmez. İlgi ve sevgi bekler. Yalnızlık, tüm huylarını olumsuz yönde değiştirebilir.

Bakımı

Çeşitli ve keskin iklim koşullarının tümüne dayanımı ve adaptasyonu sağlayan kürküdür. Çift tabakalı tüyleri orta uzunluktadır. Üst tabaka düz veya dalgalı iken alt tabaka yünlü ve sık yapıdadır. Cildinin hava alması ve ölü tüylerden arınması için haftada 2 kez, tüy dökülmesinin tamamen önüne geçmek için her gün düzenli olarak taranmalı veya fırçalanmalıdır. Çift taraflı ve geniş yüzeyli tarakla, açık alanda gerçekleştirilmesi gereken bu bakım seansında tüy toplama rulosu bulundurulmalıdır. Koruyucu yağ tabakası varlığı Alman çoban köpeğinin yılda ancak iki kez yıkanmasına müsaade eder. Gerekli durumlar haricinde banyo yaptırılmaması, koruyucu tabakaya verilecek zararı önlemekte, deri hassasiyetini azaltmakta ve kötü kokuları önlemektedir. Pek kokmayan, tıraş ihtiyacı bulunmayan, pak bir ırk olan Alman kurdu, kuru şampuanla temizlenebilir. Ayda bir defa törpülenmeyen tırnakları kesilmeli ve haftada iki defa toz birikimine karşı kulak temizliği yapılmalıdır.

Bu ırkın beslenmesi hayati önem taşır. Yemeyi sevdiklerinden öğün miktarlarını abartıp sindirim sorunu yaşayabilirler. Öğün sıklığı ve miktarları veteriner hekim kontrolünde kararlaştırılmalı ve yapılan programın dışına çıkılmamalıdır. Yatkın olduğu hastalıkların oluşmasındaki en büyük etken kötü ve yetersiz beslenme koşullarıdır. Eklem destekleyiciler ve kuvvetlendirici gıdalar beslenme listesine eklenmelidir. Glukozamin kondrotin ihtivası bulunan bu besinler haricinde E, B12 ve sindirim enzim takviyeleri verilmelidir.

Egzersizlerinin yavruluk döneminden sonra başlayacağı Alman Çoban Köpeği çok yüksek enerjiye sahiptir. Düzenli hareketler, tempolu yürüyüşler, uzun koşular, tut getir, top ve frizbi oyunları, zeka açıcı agilty oyun türlerini deneyebilirsiniz. İllaki canı sıkılacaktır. Bu esnada yabancı maddeleri mideye indirebilir, havlayabilir, çevresindeki nesneleri çiğner. Bu nedenle deri çiğneme kemiği veya ödül mamasının yerleştirilebildiği kauçuk oyuncaklar satın alınabilir. Böylece diş temizliği ihtiyacı da son derece azalacaktır.

Üstün beceri ve hünerlerini göstermesi için kesinlikle eğitim alması gereken bir ırktır. Üstelik en kolay eğitilebilen türlerdendir. Yavruluk döneminde eğitilmeli ve önce itaat eğitimi verilmelidir. Sosyalleşmeleri farklı sesler, insanlar ve ortamlarla sağlanmalıdır. Öğrenmeye olan yüksek hevesi ve merakı sayesinde her şeyi öğrenmesi mümkündür. Çok kısa sürede eğitimini tamamlayan German Shepherd, oldukça zekidir. Koku hassasiyeti ve ani refleks kabiliyeti çok gelişmiştir. Bu nedenle aile üyeleri için güven veren bir türdür. Tehlike anında sahibini bilgilendirir. Uçaktan paraşütle atlama eğitimi dahi alabilir. En çok istihbarat ve polis köpeği olarak (K-9) görevlendirilir. Ceset, patlayıcı gibi ögeleri kolayca tespit edebilir. İşitme ve görme engelliler için rehber, bekçi, rehabilitasyon köpeği olmasının yanı sıra narkotik şubenin vazgeçilmezidir. Askeri alanlarda ve arama kurtarma çalışmalarında kendisine sıkça başvurulur. Savaşta ve sürü güdülmesinde lider olarak görev yapmaktadır. Ayrıca tam bir şov köpeği ve gerçek bir film yıldızıdır. Her neyle görevlendirilmiş olursa olsun işini ciddiye alır ve konsantrasyonu tamdır.

Ağırlık ve Boyutları

Oldukça ağır, geniş ve kaslı bir görünüme sahiptir. Büyük ırk olan Alman Çoban Köpeği dişileri erkeğe oranla daha küçüktür. Erkeklerde omuz yüksekliği 60-65 cm iken ağırlık 35-40 kg arasındadır. Dişilerde ise omuz yüksekliği 50-55 cm iken ağırlık 22-32 kg arasındadır.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Genel anlamda sağlıklı bir ırk olan German Shepherd Dog, alerjik bünyeye sahiptir. Bazı hastalıklara genetik olarak yatkın olduğundan, alerjik reaksiyonların ve dejeneratif rahatsızlıkların önlenmesinde en önemli faktör kaliteli ve dengeli beslenmedir.

Arka patilerin basış bozukluğuna neden olan Kalça Çıkığı (Hip Dysplasia), yürüyüşte ağrı ile seyreden dirsek çıkığı (Elbow Dysplasia), hızlı yemek yeme kaynaklı Mide Genişlemesi ve Dönmesi (Gastrik Dilatasyon-Volvulus), omuriliğin dejenerasyonu hastalığı olan Dejeneratif Miyelopati (Degenerative Myelopathy), hücre hasarı nedeniyle Ekzokrin Pankreas Yetmezliği (Exocrine Pancreatic Insufficiency), gıda ve deri alerjileri görülen rahatsızlıklardandır.

Sık Sorulan Sorular

Üç renk kombinasyonuna; sarı beyaz, turuncu beyaz veya kızıl beyaz renklerine sahip olabilmektedir. Arka patileri ve burnu oldukça güçlüdür. Düşük ve uzun kulakları, duygulandıran bakışları olan Beagle, oldukça sosyal bir canlıdır. Bloodhound ırkı ile birlikte en hassas koku duyusuna sahip köpektir. Bir metre mesafede bulunan saklanmış bir farenin kokusunu dahi almaktadır. Bu nedenle karada gerçekleşen arama kurtarma çalışmalarında yardımına başvurulmaktadır. Ayrıca narkotik faaliyetlerde ve yarışmalarda sürekli boy göstermektedir. Balık avında yarar gösterse de, uzmanlık alanı aile dostluğu ve bıldırcın, sülün, yaban tavşanı avıdır. Ne yazık ki minik boyutlarından dolayı tıbbi deney süreçlerinde kullanılmaktadır.

İsminin Fransızca Begueule yani “gürültücü” sözcüğünden geldiği iddia edilse de, Keltçe bir kelime olan “beag”dan türetilmiştir. Küçük anlamına gelen adı, fiziğine uyum sağlamaktadır. Ancak atletik, kaslı ve güçlü bir anatomiye sahiptir. Kafası bedenine nispeten büyüktür. Soğuk havalardan hoşlanmamakta ve ılıman iklim bölgelerinde yaşamaktan keyif almaktadır.

Tarihi

Orta/küçük ebata sahip Beagle, görünüm itibari ile Foxhound (tilki tazısı) ırkını andırmaktadır. Antik Yunan’a dayanan bir geçmişi olan Beagle iki bin yıldır dünyada bulunan eski ırklardan biridir. Milat öncesi dönemlerde tavşan avlarına katıldığı düşünülmektedir.

I. William, 11. yüzyılda geyik ve yabani tavşan avında mükemmel yardımcılar olan tazılar ile köpeklerden melez bir ırk elde etmeyi başarmıştır. Beagle cinsinin atası olarak görülen bu ırkı Birleşik Krallık topraklarına tanıtmıştır. Orta Çağ’da kraliyetin popüler evcil hayvanlarından biri olmuştur. I. Elizabeth’le aynı evi paylaşmıştır. 16. Yüzyılda yine tavşan ve benzeri küçük hayvanların avlanmasında yararlanılmıştır. 18. Yüzyılda geliştirilen Southern Hound ve North Country Beagle birlikteliğinden dünyaya gelen Beagle cinsi için Honeywood tarafından ilk yetiştirme merkezi kurulmuştur. Takip eden 10 yıl içinde 20 farklı merkez açıldığından kulüp oluşturulmuştur. Ünü giderek yayılan Beagle cinsi ABD’ye götürülmüştür. Burada filmlere (Like Dogs and Cats vb.) ve yapıtlara (W. Shakespeare) konu olmuş, Beyaz Saray’a konuk olmuştur.

19. yüzyılda Kuzey Amerika’nın en ünlü köpek cinsi olan Beagle, Charles Schutz’un Snoopy’sine hayat vermiştir.

Karakteri

Sadık bir sevgi pıtırcığı olan Beagle, iyi bir hayat arkadaşıdır. Diğer köpekler iyi geçinen ancak kedilerle aralarında soğuk rüzgarlar esen Beagle, yavruluk döneminde alıştırıldığında anlaşma sağlanmaktadır. Mutlu olduğu her an kuyruğunu sallamaktadır. Sakin, uysal ve sevecendir. Naif, sevimli ve çok yönlü bir kişiliğe sahiptir. Oldukça zeki, cesur, gözlemci ve kararlıdır. Ne istediğini daima bilir ve alana dek uğraşır. Eğitimi disiplin, şefkat ve sakinlikle verilmelidir. Sabır gerektiren bir sürecin sizi beklediğini bilerek çıkmanız gereken bu yolda minik dostunuz herhangi bir kokuya odaklanıp tüm komutları boşverebilmektedir. Burnunun dikine gitmek deyimi karakteriyle bütünleşen dostumuza uzaklaşmaması için eğitimin tamamlanması önem arz etmektedir. Son derece meraklı yapıları uzun tasma kullanmamanız durumunda çevre keşfi için uzaklaşmasına neden olacaktır.

Harika bir iz sürücü olan Beagle yaramazdır. Yaşam alanı sınırlarında bulunan her detaya müdahale etmektedir. Sarılma veya taşıma suretiyle tanıma, havlama, uluma gibi birçok tepki ile iletişim kurmaktadır.

Bakımı

Haftada bir/birkaç kez taranması önerilen tüyleri nemli bir bez yardımı ile silinebilmektedir. Temizliği kıl fırça ve kuru şampuanla da yapılabilmektedir. Kısa ve yumuşak olup suya, toza ve kire direnç göstermektedir. Bu nedenle yılda birkaç kez banyo yaptırılması yeterli olmaktadır. Tırnaklarının kesilmesi yürüyüş biçimini ve ayak sağlığını, hijyenik ortamda yetişmesi kulak ve cilt sağlığını korumada yardımcı olmaktadır. Ayrıca kulakları sürekli kontrol edilmeli ve temizlenmelidir. Bahçeli bir eve sahip olanların Beagle cinsinin zehirlenebileceği otları biçmeleri önemlidir.

Atletik formunun ve sağlığının korunması için enerjisini atabileceği egzersizler düzenli olarak yapılmalıdır. Evden en sık kaçan cins olduğundan avcılık yetenekleri oyunlarla desteklenmeli ve dikkatinin farklı yönlere kayması önlenmelidir. Kokuya ve kazmaya dayalı oyunlar oynandığında çok daha mutlu olmaktadır. Dik yamaçlara tırmanma, çamurlu sularda yuvarlanma, yüzme gibi aktivitelere de bayılmaktadır. Egzersiz ve oyunlar için ayrılmış bir alan bulundurulması Beagle için daha sağlıklı olacaktır. Günlük yürüyüşleri de ihmal edilmemelidir.

Midesine oldukça düşkün olan Beagle hızlı kilo alabilen bir canlıdır. Besin değeri yüksek, mineral ve vitaminler açısından zengin kaliteli mama ile beslenmesine dikkat edilmelidir. Tam öğün miktarları yaş, egzersiz, kilo gibi ögelere bağlı olarak veteriner hekim tarafından belirlenmelidir. Ancak günde iki öğün ve üç çeyrek fincan kuru mama ile beslenmesi genel anlamda önerilmektedir. Aşı takvimi takip edilmeli ve veteriner kontrolleri aksatılmamalıdır.

Ağırlık ve Boyutları

Erkek ve dişisi arasında neredeyse fark bulunmadığından ortak boyut aralıkları belirlenebilmektedir. Erkekler, 36-41 cm boyunda, 10-11 kg ağırlığındadır. Dişiler ise, 33-38 cm boyunda, 9-10 kg ağırlığındadır.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Tiroit yetmezliği, epilepsi, sağırlık, hemofili A, eklem iltihabı, kalça çıkığı, katarakt ve Progresif Retinal Atrofisi (PRA), intervertebral disk hastalığı, koroner kalp hastalığı (HD), Glaucoma

Sık Sorulan Sorular

Ayrıca “golden” yani altın olarak anılsa da, ırkın ilk canlılarının siyah renkte olduğu rivayetler arasında yer almaktadır. Günümüzde Golden Retriever renkleri altın ve krem tonları arasında geçişlerden oluşmaktadır.

113.1 desibelde havlayarak adını Guinness Rekorlar kitabına yazdıranından, 5 tenis topunu ağzına aynı anda sığdıranına, bir kanguruya annelik edeninden, sahibini puma saldırısından kurtarana kadar birçok gerçek kesitin kahramanıdır . Ritim tutabilen Golden Retriever yüksek sesli müzikten dahi rahatsız olmamasına rağmen, alçak bir ses veya nesneden korkup saklanabilmektedir.

Yetenekli bir bekçi köpeğidir ancak bekçilik yapması için sahiplenilmemelidir. Dünyanın en arkadaş canlısı varlıklarından biri olduğu için, sizin tehlikede olduğunuzu düşünmedikçe hırsıza dahi sempatik tavırlar sergileyecektir. Yufka yürekli ve sıcak kanlı olmasının haricinde sezgileri kuvvetli bir rehberlik hizmeti vermektedir. Bu nedenle görme engellilere yardımcı olmakta ve ruhsal sıkıntılar içinde olan kişilerin terapisinde destek olarak kullanılmaktadır.

Alman çoban köpeğinin liderler arasında yer aldığı IQ – zeka sıralamasında dördüncü olan Golden Retriever, her komutu anlayabilir ve sahibiyle daima iletişim halindedir. Diğer köpekler ırklarının birçoğuna oranla yüksek koku alma hassasiyetine sahiptir. Bomba vb patlayıcıların, uyuşturucu maddelerin kokularını rahatça almaktadır. Ayrıca narkotik baskınlara katılmakta ve arama kurtarma çalışmalarına destek olmaktadır.

Tarihi

1800’lerde İskoç yaylalarında soylu bir ailenin meclis üyeliği yapan oğlu yaşıyordu. Marjorybanks adındaki bu adam, görevini sonlandırıp emekli oldu ve geniş bir arazi satın aldı. Köpek büyütmeye başladı. Bir gün Rus sirk köpeklerinin ırkından gelen bir köpek gördü ve onu geyik avına götürdü. Köpeğin avcılık performansı o kadar iyiydi ki, Marjorybanks çok memnun kaldı ve onu yetiştirmeye karar verdi. Birkaç yıl içinde Bloodhound ile birleşmesinden golden ırkı doğdu.

Günümüzün en popüler ve en sevilen ırkı olduğundan neredeyse her yaptığı kayıt altına alınsa da anlatılan bu geçmiş sadece rivayetten ibarettir. Ayrıca 1865’te Brighton sınırlarında bir sarı yavru bulunduğu ve bu yavrunun Irish Setter, Newfoundland, Wavy Coated Retriever gibi ırkların çaprazlanmasıyla doğduğu da rivayetler arasındadır. Nous cinsi olduğu söylenen bu sarı yavrunun 1868’de Tweed Water Spaniel ırkından dişi bir köpekle birleştiği, sonucunda dünyaya 4 sarı yavru getirdiği ve böylece golden ırkını oluşturduğu iddia edilmektedir.

Karakteri

Gülerken gözleri kısılan insanlardan korkmayın denir ya, bizce hayvanlardan da korkmayın ! Siyah kocaman bir burun, kahkaha atar surette tamamen kapanan koyu renkli gözler, parlak tüyler, sarkık orta boy kulaklarıyla Golden Retriever tatlı mı tatlı bir surete sahiptir. Yüksek sorumluluk hissi taşıyan ırk, bazen inatçı bir ruh haline bürünmekte ve tıpkı bir çocuk gibi kendi isteği olana dek direnmektedir.

Özgüvenli, samimi, uyumlu, sevecen, uslu, şefkatli olan Golden Retriever adeta edep sahibidir ve hoşgörü doludur. Patronluk taslamayan ve uysal olan karakterinin bir sonucu olarak düzenlenen itaat yarışmalarında genelde lider gelmektedir. Sizi kızdırmışsa bir köşeye çekilip gülümsemenizi yakalayana dek sizi izleyecektir. Bu hayatta edinilebilecek en sadık dostlardan biridir. Sahibinin güvenlik ve mutluluğu onun için her şeyden önemlidir. Üzüntü, gerginlik, stres gibi duyguları hissetmektedir. Bu enerjiden kurtulması için sahibini mutlu etmeye çabalamaktadır. Yüksek beklenti taşımamakta olan Golden Retriever sadece sevgi ve ilgi beklemektedir.

Sakın ola bu şirinlik abidesine kanıp eğitimi ve disiplini elden bırakmayın. Biraz şımarık ve kıskanç olan karakterleri kısa süre için de olsa kontrolden çıkmalarına neden olacaktır.

Bakımı

Bakımı birçok köpek cinsine oranla kolay olan Golden Retriever, bir gün içerisinde en fazla 7 saat yalnız kalabilmektedir. Yalnızlıktan ve size olan özleminden çevredeki eşyaları devirme eğilimi göstermektedir. Ayrıca hırsını çıkarmamayı tercih ettiğinde üzülüp depresyona girebilmektedir. Böylece anahtar sesi kendisini dünyanın en mutlu canlısı yapsa da depresyonun etkileri bir süre devam etmektedir. Çok yüksek olan enerjisi muhakkak bul getir oyunlarıyla ve günlük yürüyüşlerle atılmalıdır. Hiperaktif sayılan bir tür olan Golden Retriever geniş bir yaşam alanına ihtiyaç duymaktadır.

Çift katmanlı orta boy tüyleri vardır. Dış tüylerin su geçirgenliği yoktur ve iç tüyler sıktır. Güzel ve parlak bir posta sahip olan Golden Retriever mevsim geçişlerinde çok daha fazla tüy dökmektedir. Ancak günde 2-3 kez taramak aranızda kuvvetli bir bağ oluşturmakta ve tüylerin dökülmesini önlemektedir.

Aşı takvimi takip edilmeli ve veteriner kontrolleri aksatılmamalıdır. Günlük besin miktarı veteriner hekim tarafından belirlenmelidir. Yemek yemeye bayıldıklarından yanlış ve dengesiz beslenme hızla kilo almalarına neden olmaktadır. Yavru Golden Retriever 2 ay anne sütü ile beslenmeli, 50 günün ardından et suyu ile yumuşatılan kuru mama ile beslenmeye geçilmelidir. İlk üç ay günde üç öğün mama verilirken 2 öğünde sabitlenmelidir. Yavru veya yetişkin olsun beslenmenin ardından 30 dakika beklenmeli ve mama kabı ortadan kaldırılmalıdır. Sadece taze su kabı bırakılmalıdır.

Yüzde 30 protein, yüzde 18 Omega 3-6 yararlı yağlar içeren vitamin ve mineral değerleri yüksek olan dolgu malzemesi olarak tahılın (esmer veya beyaz pirinç) kullanıldığı kaliteli kuru mamalar tercih edilmelidir. Bu arada Golden Retriever kırmızı et (hindi, kuzu) ve tavuk etini bayılarak tüketmektedir. Verilebilecek besin maddeleri BHa, sodyum, propilon, etoksikin ve glokol gibi koruyucu kimyasalları, yapay tatlandırıcı veya şeker ihtiva etmemelidir. Kendisine asla küflü, tuzlu, hamur, çiğ veya az pişmiş gıdalar, avokado, kemik, fındık, alkol, süt, soğan, sarımsak, kahve, çikolata, soda, çiğ yumurta verilmemelidir.

Ağırlık ve Boyutları

Erkekleri; 56-61 cm boyunda ve 27-36 kg ağırlığında olmaktadır, dişileri ise; 51-56 cm boyunda ve 25-32 kg ağırlığında olmaktadır. Amerikan Golden Retriever, İngiliz Golden Retriever ve Kanada Golden Retriever olarak üç türe ayrılan ırkın ortalama ağırlık ve boyutları aynıdır. Bunun nedeni türlerin tüy uzunluğu, renk tonu ve omuz yüksekliği bakımından benzerlik göstermeleridir.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Tüyler, dışkı, kulak içi ve aktivite sıklığı dikkatle takip edilmelidir. Cinsin kalça displazisi, kanser, kalp ve Lyme hastalığı, kulak enfeksiyonu, alerji, egzama, dirsek deformasyonu, nefrit ve von willebrand adlı genetik kan hastalığına yatkınlığı vardır.

Sık Sorulan Sorular

Agresif halleri dahi tatlıdır. Ödün vermeyeceği tek özelliği korumacılığıdır. “Yorkie” özünde estetik ve naif bir ruha sahiptir. ABD’de en tercih edilen ev arkadaşıdır. Hipoalerjenik olduğu iddiaları AKC (American Kennel Club) tarafından genelleme yapılarak reddedilmiştir. Yine de Yorkshire Terrier birçok cinse nispeten az miktarda tüy dökmektedir. Böylece daha az alerji riskine sebep olmaktadır. Köpeklerin alerjen etkiye dökülen tüyleri, yaydıkları koku ve salyalarıyla neden olmaktadır.

Birlikte yaşaması ve yaşlanması oldukça eğlenceli olan Yorkshire Terrier alfa köpek cinsi kategorisinde yer almaktadır. Bu nedenle köpek yetiştirmede tecrübe sahibi olan bireylerce sahiplenilmesi önerilmektedir.

Tarihi

Yorkshire Terrier 1800’lerin sonunda İngiltere’nin kuzeyindeki işçiler tarafından geliştirilen bir cinstir. Çevre madenlerdeki sıçan, değirmenlerdeki fare, çiftlik yakınlarındaki tilki ve porsukların avlanması amacıyla yetiştirilmiştir. Ancak kökeni hakkında kullanılan ırkların kaydı tutulmadığından kesin bilgi edinilmemektedir.

Yorkshire yün atölyesinde çalışan İskoç işçiler Clydesdale, Paisley, Skye gibi terrierlerini yanlarında getirmişlerdir. Bölgede bulunan Leeds, Dandie Dinmont, Malta gibi Terrier türleri ile birleşiminden iri boyutlarda bir cins türetmişlerdir. Ancak gelir bakımından düşük ekonomik şartlara sahip olan işçilerin bu denli büyük köpeklere bakmaları imkansızdır. Bu nedenle seçici üretim yoluyla günümüzdeki yapıya sahip olan avcı cins meydana getirilmiştir. Atalarının nesillerinin tükendiği düşünülmektedir.

Karakteri

Boyutu küçüktür ama büyük bir karaktere sahiptir. Başını belaya, patilerini maceraya sokmaktan asla vazgeçmeyen Yorkshire Terrier, minicik ebatının farkına asla varamamaktadır. Heyecanlı, korumacı, enerjik, zıpır, cesur ve eğlencelidir. Oldukça zeki olan bu tür kolay eğitilmesi gerekirken inat ettiği için daha fazla sürede geliştirilmektedir. Kızdırılmaması gereken köpek türlerinden biridir. Sürekli havlama eğilimi eğitimle giderilmektedir. Ancak eğitim sonucunda agresiflik, kıskançlık veya sabırsızlık gibi kötü huylarının önüne pek geçilememektedir.

Bakımı

Tüy uzunluğu ve sıklığı başının tepesinde topuz yapımına müsaittir. Böylece mama kabından bulaş önlenmekte ve görüş alanı kısıtlanmamaktadır. Yumuşak gövdesi, boyun şeridi ile kuyruğun koyu mavi siyah rengi, tüm cins için ortak özelliktir. Tüyleri tarandığında cilt problemlerinin önüne geçilmekte ve deri havalandırılmış olmaktadır. Uzunluğu nedeniyle bakımının zor olduğunu düşünenler tüyleri tıraş ettirebilmektedir. Kulak ve göz çevresinde yüksek yoğunlukta tüy bulunan Yorkshire Terrier cinsinin kulak tüyleri kısaltılmalı ve göz çeperleri temizlenmelidir.

Egzersiz ihtiyacı duymadığından bu vakti sevimli dostunuzla oyun oynamaya ve onu sevmeye ayırmanız gerekmektedir. Sahibine oldukça düşkün olan Yorkshire Terrier, ilgi ve sevgiden asla sıkılmamaktadır. Kendisine zaman ayırmanızı ve eğlenceli oyunlar oynamanızı bekleyen dostunuz umursanmadığında psikolojik bunalıma girmektedir. Bunalım sonucunda sadece ruhsal değil, fiziksel rahatsızlıklar da ortaya çıkmaktadır.

Günlük bir miktar tempolu yürüyüş yapmak ve tuvalet ihtiyacını gidermek için dışarı çıkması yeterli olan Yorkshire Terrier, soğuk havalarda muhakkak sıkı giydirilmelidir. Özellikle köpekler için olan hassas kumaşlardan üretilen kaliteli kıyafetler tercih edilmelidir.

Titiz bir cins olduğundan su ve mama kabı her gün yıkanıp temizlenmelidir. Beslenmesi hayati önem taşıyan Yorkshire Terrier için özel üretilen bir çok kuru mama, piyasada yaygın olarak bulunmaktadır. Ek gıda olarak yaş mama verilebilmekte fakat sosis, jambon, soğan, sarımsak, çikolata ve baharatlı yiyecekler kesinlikle verilmemelidir. Ayrıca yemek masasındaki akşam yemeklerinizden paylaşmaya başladığınız taktirde buna alışacak ve her öğünü sizin besinlerinizden karşılamak isteyecektir. Vermediğinizde havlama, ciyaklama ve homurdanma sesleri çıkaracaktır. Kıyamamanız normaldir ancak midesini sizin besinlerinizle doldurduktan sonra ne yaş ne kuru mamaya yer kalmayacağından yemeyecektir. Böylece vücudunun ihtiyacı olan besin ögelerini alamamış olacaktır. Kısa zaman sonra sindirim ve hazımsızlık problemleri yaşamaya başlayacak ve sağlığı bozulacaktır. Bu durumun önüne geçmek için kendi yemeğiniz bittikten sonra ona takviye yapabilirsiniz. Minik bir kaseye tükettiğiniz yemekten tadımlık bir miktar ilave ediniz ve kaseyi beslenme bölgesine bırakınız. Herkes mutlu olsun!

Yükseklik korkusu olmayan Yorkshire Terrier merdiven, açık pencere gibi boşluklardan ve kucaktan ilgisini çeken bir şey gördüğünde aniden atlayabilmektedir. Yaralanmaları önlemek için oturarak sevilmeli, kapı ve pencerelerin güvenli şekilde kapatıldığına emin olunmalıdır. Ayrıca morali, aktiviteleri gibi aşı takvimi de takip edilmeli, iç dış parazit uygulamaları ertelenmemeli, veteriner hekim kontrollerine muhakkak gidilmelidir.

Ağırlık ve Boyutları

Chihuahua cinsinden sonra ikinci en küçük cinstir. Yüksekliği 15-18 cm iken ortalama ağırlığı 3-4 kg’dır.

Yatkın Olduğu Hastalıklar

Genel manada oldukça sağlıklı bir cinstir. Ancak ters hapşırma, trake çökmesi, hipoglisemi, progresif retinal atrofi, Patella luksasyonu ve portosistemik şanta genetik olarak yatkınlığı saptanmıştır.

Sık Sorulan Sorular